23 Şubat 2012 Perşembe

Poligami

Daha önce bu blogda yer vermiş miydim hatırlamıyorum. 2009 yılında Emre Altuğ'nun başrolünü oynadığı "Sizi Seviyorum" isimli bir film vardı. Poligami isimli filmimiz de 2009 yılında çekilmiş. Filmlerin içeriği aynı değil ama her ikisinde de içeriğin bağlanış şekli aynı.

Emre Altuğ sevgilisinin kıymetini anlasın diye sevgilisinin psikoloğu bir oyun hazırlıyor. Emre Altuğ bir hafta boyunca her sabah başka bir kadınla uyanıyor ve her kadın sevgilisi gibi davranıyor. Evdeki fotoğraflar, videolar falan da düzenleniyor tabi bu arada. Emre Altuğ da yiyor haliyle. En sonunda da sevgilisinin kıymetini anlıyor ona yavşak gibi yapışıyor.

Poligami isimli filmimizde de benzeri bir şey var ama biz ne olduğunu anlamıyoruz. Sonra yine her sabah başka bir kadınla uyanma hikayesi. Yalnız burada çok daha farklı bir şekilde işlenmiş ve biraz daha karmaşık hale gelmiş. Yani Emre Altuğ'un filminde konuyu 'elindekinin kıymetini bilmek' ve 'beterin beteri var' olarak özetlemekle yetinsek bile Poligami çok daha başka bir şeyi vurgulamış. Ama onu da bize anlatamamış.

Ya da ben çok fazla 'anaa bu aynı film lan' kafasıyla izlediğim için filmi anlamaya çalışmaktan ziyade 'acaba kim kimden çaldı' sorusuna cevap bulmaya çalıştığım için anlamamış da olabilirim.

Velhasıl kelam, burada konuyu anlatmaktan çok iki filmi karşılaştırır gibi oldum. Konu güzel bir konu. En azından farklı. Eğer Emre Altuğ'un filmini izlememiş olsaydım karşılaştırma yoluna gitmeyeceğim için daha fazla keyif alabilirdim. Özellikle filmdeki karakterlere çok dikkat edip de onlardan etkilenmeye epey müsait bir yapım olduğunu ele alırsak izlemenizi tavsiye ediyorum. Oyunculuklar son derece iyi.

Bu da herhalde yaptığım en uzun açıklamadır. Özür dilerim :(

19 Şubat 2012 Pazar

Ocean Heaven

Annesi o küçükken ölen Otistik bir çocuk ve karaciğer kanseri olduğunu öğrendikten sonra çocuğunun geri kalan hayatı için her türlü fedakarlığı göze alan babasını konu alıyor film. Şu çarpık cümlenin daha kısacası otistik bir çocuk ve ona bakan karaciğer kanseri babası var. Baba öleceğini anlayınca çocuğu ondan sonra adam gibi yaşasın diye her haltı yapıyor.

Annesi bile onun otistik olduğunu öğrendikten sonra 'bana bunlarla gelmeyin ya :(' gibisinden intihar etmiş ama babası canını dişine takıyor. Doğurmak mesele değil yani. Öyle doğurmakla olmuyor. Tabi filmin konusu bunların hiçbiriyle ilgili değil.

Filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Baba dediğimiz kavramın en güzel hali herhalde budur. Daha da ötesi yoktur. Belki de vardır. Ama filmini çekmedikleri için biz bilemeyiz.

5 Şubat 2012 Pazar

Wilkommen in Deutschland

Zamanında Almanya'ya çalışmaya gelen bir adamın ailesini yanına alması ile yaşadıkları anlatılıyor. Ama sıkıcı falan değil. Filmin içinde yerinde kullanılan "filaşbek"ler çok usturuplu. Komik bile denebilir. Bence izlemekte fayda var. Pişman olacağınızı sanmıyorum. Olursanız da bana ne zaten.

27 Ocak 2012 Cuma

Page 8

Hani böyle çok büyük şeyler olsun diye beklerken hiçbir şey olmaz ya,
Hani aslında çok büyük şeyler olabilecekken onu öyle bir çekerler de içine ederler ya,
Hani mükemmel bir işleyişin ağzına sıçarlar ya,
Hani ekrana eblek eblek bakar da hiçbir şeyi anlayamazsın ya,
Hani herhangi bir şey anlayabildiğinde 'bu muydu am' dersin ya,
Ha işte, o film; bu film.
Yani konuyu dolandıracağım, merakı zirvelere taşıyacağım derken ne yaptıklarını onlar bile anlayamamış; 'neyse amk o kadar uğraştık, ziyan olmasın' diye piyasaya sürmüşler. Aralarından bir kaç "cinyıs" ekip elemanın da 'olsun panpa düşünce güzel' dediğine kalıbımı basarım.
İzleyin mi?
Bence izlemeyin.
İngiliz komedisi diye dalga geçilir genelde de, hani İngiliz gerilimi sanki çok oluyormuş gibi. Düşük cümlemi yiyeyim.

6 Ocak 2012 Cuma

AWAKEİNGS / UYANIŞLAR

1990 yapımı bir film.. bir kere izleyip beğenmiştim yeniden izledim blogda paylaşmak için ....ve yine beğendim ...
Gerçek bir hikayeden alınma dr. malcolm sayer in gerçekletirdiği mucizeyi anlatır...Bu filmin kareleri, detayları, anlatıları bir yana ..insanı etkileyen Rober de Niro ile Robin Williams'ın oyunculukları... adamlar oynuyor ya ...
zaten film çekici kılan tarafıda bu iki babanın baş rollerde olması ..
İMDb..7.6

5 Ocak 2012 Perşembe

AUGUST RUSH / KALBİNİ DİNLE

Harkulade bir film.... Aşkın müziğin bir araya geldiği muazzam film yaaa...aşık oluncak bir film .bu film de kanıtlıyor müziğin yetenek ve genetiksel oldğunu bende de var sanıyorum ama bu hale gelecek kadar imkansız ... Çok güzel bir aşk hikayesi . bi de insan her aradığını müzikle bulabilse ne kadar huzur ve mutlu verici olur değil mi ?
filmde bi anda tanışıp aşık olan çiftimiz ne tesadüftür ki ikiside müzisyendir ve bi anda birlikte oldukları gibi ayrı yollara düşmüşlerdir ... ve bu birlikletiğin meyvesi vardır ...ama hain dede yüzünden bu çocuk öküzsüz büyümekte ....güzel tarafıda sevginin ve müziğin bu üçlüyü bir araya getirmesi.... insanın ağlıyası ve çılgınlar gibi aşık olası geliyo ....
filmde Robin williams var... tadından yenmiyo yaaaa .. herkesten tam puan ..imdb den 7.4 puan...... boş zamanını çok güzel bir film ile geçirmiş olacaksınz

BEİNG JOHN MALKOVİCH / JOHN MALKOVİCH OLMAK

Bu filmi izleyince laa allah allah ne oluyo kardeşim john malkovich olunca diye düşünmeye başladım ertesi sabah tekrar düşündüğümde anlamaya başladım . Önemli anlatıları var . ve çok sağlam detayları var... john malkovich normalde de filmde de sıradan pek ünlü olmayan bir oyuncu anlatısına girmicem tadı kaçar .ama filmi şöle özetliyim:
( blog sahibibmiz ; Bunraku geleneksel Japon kukla tiyatrosu türüdür yorumunu okuyunca aklıma gedi) kukla ilgisi olan bir adamın bu şekilde gelir kazanaması için bir iş başvurusuna gider ve orda bir kapı bulur kapıda sizi de john malkoviç olmaya götürür ... bu kadar yeterli izleyin bence .. üzerine düşünülecek yorum yapılabilicek bir film .. ve yorumlarınızı merak ediyorum

4 Ocak 2012 Çarşamba

Bunraku

Üç gündür bu filmi yazmak için zaman kolluyorum. Mükemmel olduğunu düşündüğüm için de epey boş bir zamanım olsun istiyorum ki, sadece bu filmi anlatmak için kullanabileyim.
Filmin konusunu bir kenara koyuyorum ve geçişler, sahneler, dekorlar, karakterler oldukça iyi. Hani büyüyünce yönetmen olacak olsam ben de böyle bir şey yapardım.
Hayatınızdaki herhangi bir şeyden kısın ve 1 saat 59 dakikanızı bu film için harcayın. Filmin her karesine, karakterlerin mimiklerine, söylediklerine adam gibi kafa yorun.
Keşke ben yapsaydım bu filmi lan. Neyse. Mükemmel lan.
Ve bir kez daha anladım ki, IMDB'ye kim girip çıkıyorsa, filmleri kim oyluyorsa yemin ederim hiçbir halt anlamıyor bu işten. 4,897 kişinin filme verdiği oyun ortalaması 6.1 olunca içimden 4,897 kişinin de zihnini sikeyim demek geçiyor.
Çok atarlanıyorum lan.

[Gereksiz bilgi vol1: Bunraku geleneksel Japon kukla tiyatrosu türüdür.] 

2 Ocak 2012 Pazartesi

THE TRUMAN SHOW


Kütleşmiş...Felsefi bir komedi filmi ...izleyince insan kendi etrafına bakmaya başlıyo...boş zamanınız olsun yada olmasın bu filmi izlemeyenin kalmaması gerektiğini düşünüyorum
çok üzerinde deyinmicem ama muhakkakkk izleyin ...