27 Ocak 2014 Pazartesi

Açlık Oyunları 1-2 ve hatta 3

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Bu tarz filmler bizim her şeyimiz. Eğer böyle filmler olmazsa sinema dünyasını ayakta tutan bir parçayı koparıp atmış oluruz. Tamam bu filmler gerçekten çok lazımlı biliyorum da, sırf üçüncüsüne bahane çıkarmak için ikincisi böyle havada bırakılır mı? Bence bırakılmaz. Ayıp ya.

Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi ve Açlık Oyunları kategorilerinde haklarının verilmesi gereken filmlerden. (Aslında bu listeye Yıldız Savaşları da eklenebilir ama benim ilgi alanımdan epey uzakta oldukları için henüz ilk on beş dakikadan ileri gidebilmiş değilim.) Bu tarz filmler adeta bel kemiği işlevi görüyor. Birçoğu ikincisini çekebilecek kadar ileri gidemedi ne yazık ki. Şu an aklıma isimleri gelmese de, sükse yapar umuduyla piyasaya çıkıp da daha ilk gişede yatan nice film var. Ve bu saydıklarım yerlerini çok iyi korudular. Haklarını vermemiz gereken nokta da budur bana kalırsa. Bunun dışında hiçbir övgüyü hak ettiklerini de düşünmüyorum, ne yalan söyleyeyim. Zira işin geri kalan kısmı ciddi bir kapitalizm döngüsü. Kitaplar çıkar, cosplayler düzenlenir, gençler zevzek zevzek bunların üzerine tartışır, fantastik dünyalar kurulur, oyunlar oynanır... Hayal gücü odaklı yaşamı her zaman desteklemiş olmama  rağmen çizgiyi, sınırı bilen çok fazla insan olmadığı için bir noktada durup düşünecek vakit de bulamıyorlar. Dövüş Kulübü'ne karşı olan tutumumu bir açıdan burada da yaşatıyorum. Gerçi bunun kitlesel anlamda hiçbir etkisi yok, o ayrı. 

Film için bir şey söylemeyeceğim. Bilmeyen olduğunu da sanmıyorum. Sıkıcı bir film değil. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba.
Ben çok üşengeç bir yazar olduğumdan ve boş zamanlarımda hep film izlediğimden her filmi hatırlayıp da buraya kaydedemiyorum. Söyleyeyim dedim.